Gece ilerliyordu ve ben de kumsalın serin rüzgarında yürüyüşe çıkmıştım. İçimdeki huzursuzluk, denizin kıyısına adımlarımı hızlandırdı. Saatler ilerledikçe, etrafım sessizliğe gömülüyordu. Sadece hafif bir dalga sesi ve uzaklardan gelen gizemli bir fısıltı eşlik ediyordu. Şarabın hafif serinliği, damaklarımda dans ederken sahildeki ay ışığı beni kendi büyüsüne çekiyordu. Aniden, karşımda bir siluet belirdi. Gözleri geceye renk katıyordu ve onun bedeni, sadece bir kaç adım ötedeydi. Adım adım yaklaşırken, arzularımızın bizi nasıl yönlendirdiğini hissediyordum. Onun bakışları benimle kesiştiğinde, içimde bir ateş başlamıştı bile. Sanki yıllardır süren bir özlemi, bu anın heyecanıyla birleştiriyorduk. Konuşmuyorduk, sözcükler gerekli değildi. Bedenlerimizin dili, sessizce anlaşmamızı sağlıyordu.
Yorum