Sibel’in dünyası, bir süredir hayatında olan bir adamla altüst olmuştu. Aşk ve arzu, her defasında onu baştan çıkarmak için kudretli bir şekilde işlemeye devam ediyordu. Sanki her seferinde yaptığı bir alışkanlık halini almıştı ve ne boyutlarda olduğuna aldırmaksızın, hatta bir başka kadınla beraberken bile dişlerini sıkarak onu arzuluyordu. Ancak bir gece, o kadar yoğun ve derin bir şekilde saxo yaparken, hiç dişlerini aletine değdirmedi. Bu an, Sibel’in o kadına karşı duyduğu arzuyu daha da büyüttü.Bir süre daha çekmesini hayranlıkla izledikten sonra, onu tutkulu bir şekilde kendine çekti. Ve işte, o gece Sibel, üvey annesine kapıda rastladı. Annesinin yüzü, içindeki gizli mutluluğu gizlemeye çalışırken açan güller gibi parlıyordu. Sibel’in yanaklarını sevgiyle sıktı ve “Noldu kızım, uyuyamadın mı? Hadi yat uyu!” dedi, gülümseyerek yatak odasına geçti.Bu olaydan sonra, Sibel babasının annesine yaptığı şeyin aslında kötü bir şey olmadığını düşünmeye başladı. Artık onların sevişmelerini sessizce dinlerken kendini tatmin etmeye başlamıştı. Üniversite hayatına devam ederken, bu yasak ilişkinin ona verdiği hazdan vazgeçemeyeceğini anladı.
Yorum